22 Kasım 2015 Pazar

Lohusalık mı?! Hadi canım...

1 Haziran akşamı sevgili Ozan ve Türkan'ın oğlu, Ali Ateş'in doğum günündeydik, benim de o gün hiç halim yoktu açıkçası, ama keyif de alıyordum; anlam veremediğim bir bitkinlik vardı doğuma şurada 3 gün kaldı onun stresine mi girdim diye acaba düşünüyordum..Ozan " sen bu gece doğurursun" dedi, yok artık, daha zaman var dedim, ve yarım saat daha oturup eve döndük..

Eve girdik oturduk yarım saat sonra Mira'mız canımız gelmeye karar verdi, apar topar doktorumuzu aradık, hastaneye gittik hemen, kendisi durumu anlayıp sabaha organizasyonu yapmış bile, bir anda bizi 6.kat yenidoğan bölümüne yönlendirdiklerinde gerçekten vücudumda inanılmaz bir ısı artışı oldu, sanırım heyecandan; ilk defa böyle bir şey yaşamıştım.
Odamıza yerleşip, akşam birlikte olduğumuz arkadaşlarımızı aradık; "teşekkürler Ozan" :)
Aynı akşam hastaneye Özlem geldi, moral de oldu gerçekten sana da ayrıca teşekkürler Özlem'im.

Sabahleyin, gözümü açtığımda; annem,babam,Bihter ve Pınar yanımızdaydı, odadan çıkıp ameliyathaneye giderken hepsine tek tek el sallayıp bir de üzerine ağladım..
Ameliyathane giriş kısmını hızla geçiyorum,biraz daha ileri sarıp Mira'nın ağlama sesini duyduğum ana gidiyorum; anestezi doktorumuz, ilk girdiğimiz andan itibaren radyoyu açmıştı; Mira'nın sesini duyana kadar müzik de duymadım…Taaki…Mira geldi, arka fonda "ağlama anne, benim için ağlama…." inanılır gibi değil, tüm ameliyathane gülmeye başladı, bende duygular da gözler de şelale…Kucağıma aldım ama öyle titriyordum ki, nolur zarar görmesin alın alın diye ağlamaya başladım, düşürürüm diye çok korktum,çünkü o titremeye en yakın titremeyi Kaş'ta kanyonda 50 metreden aşağı inerken yaşamıştım…Ama en yakın diyorum yani…! ki bu biraz daha uzun sürdü…Mira'nın varlığı acayip bir şey ..Allaha şükürler olsun ki, sağlıkla geldi dünyaya…( Allah isteyen herkese versin )
Murat, Mira'nın yanına gitti sonrasında hiç yalnız bırakmadı, öyle güzel fotoğrafları var ki, bakınca hala gözlerim doluyor…
Odaya çıktığımızda hep yanımızda olan Bihter ve Pınar valla süper ekiptiniz, ikinize de ayrı ayrı teşekkürler…O gün sonraki gün o kadar çok arkadaşımız geldi ki,tek tek yazsam tam sayfa teşekkürler ilanına döner burası..Hepinizi çok seviyorum... Ankara'dan ablam bile geldi, odada bir bayram havası…
Ben o iki gün pek bir şey anlayamadım, o kadar çok duyguyu aynı anda yaşadım ki ;gelen giden harala gürele,yorul,dinlen,emzir, uyu hemşire geldi,hemşire gitti ..
Yalnız bir şey oldu, ne zaman hemşire Mira'yı kucağına alsa, düşürür mü diye düşünmeye başladım, hatta düşünmekten öte uyarmaya da başladım, aman dikkat! aman kafası! boynuna dikkat!..çok takılmamıştım normal diye düşünüyordum…
Eve girdik, anneanne,babanne,dedeler bizi kapıda karşıladı, herkes Mira için hazır olda yani..Evde bir telaş bir telaş eee çağıracak hemşire de yok, onu buraya mı koysak; şunu şuraya mı koysak, ayyyy emzirme vakti, ayyyy niye çok uyudu, ben bir gideyim kontrol edeyim, aman komposto içmem gerek, bir de eczaneden alınacaklar var, du du şunu da almamız gerek…diye uzayan bir takım kaosun içine düştük.Eeee hani aylardır hazırlanıyorduk biz..!!!
Akşam oldu annneanne,dede bizimle kaldı, ahhh canlarım benim sizi çok seviyorum, iyi ki varsınız….Aslında akşam oldudan sonra başka bir şekilde devam edecektim, anneanne dede diyince durduramadım kendimi..:) Neyse bu sefer hadi….Akşam oldu, Mira kucağımda hava da çok sıcak, ben kafayı bir kaldırdım Allahım oturduğum koltuk bizim kitap rafının hemen altında, yaaaa düşerse, üstümüze düşer, Mira da kucağımda,aman Allahım sen koru..şeklinde bir sürü içses duydum..Emzirdiğim koltuğun hizasında boylu boyuna raf var, enine gittiğimde yine rafın altındayım…En mantıklısı koltuğu öne çekmek, ben de öyle yaptım, ne zaman Mira'yı alsam koltuğu öne çekmeye başladım, sonunda annem ve Murat güzel bir şekilde uyardı, 5-6-7- hep güzel güzel uyarıldım, sonrasında herhalde korktular ki, uyarılar biraz da artık kendini toplaya dönüştü, ben de bu sefer koltuğu çaktırmadan öne çekmeye başladım..2-3 ay koltuk bir ileri iki geri gitti geldi..
Annem:" esra Mira'nın …..getir" Ben:"Tamam annecim"………sessizlik….aynen böyle oldu, beynim ya komut vermedi, ya da verdiği komutu vücut git işine diye karşıladı ki, takmadı. 1-2-3-4- annem beni çıkartıp hadi hava alalım diye, bir yerde konuşmaya konuşturmaya çalışıyor, biliyorum bir şeyler ters ama ; uyarıları da anlıyorum ama tepki yine yok…Yani problem var büyük mü onu anlayamıyorum,…bu bir süre devam etti, bu sürede kimseyle bu kadar detaylı konuşmalara girmedim, içimde ne yaşadığımı da pek anlatmadım, anlatamadım, şimdi buraya sadece bir kısmını yazıyorum…Bu süre zarfında tam olarak ablalık, dostluk,kardeşlik yapan canım Arzum…Mira 'nın geleceğini de birlikte öğrenmiştik, benimle koş koş alışveriş de yapmıştın,bebek şekerlerimizi ellerimizle birlikte yaptık…Cansın…Canımsın…Çok seviyorum seni….
Ezcümle, pişmanım, keşke hamilelik sürecinde lohusalıkla ilgili okusaydım, iki üniversite de bitirsen işte bir takım psikolojik olayları atlayabilecek kadar duyarsızlaşabiliyormuşsun..pişmanım, ilk farkettiğim günde bir şekilde zaman bulup profesyonel yardım alsaydım…
Herkes farklı yaşar, bu kadar ağırını yaşayan vardır, lohusalık mı hadi canım tamamen şımarıklık diyen de olur, daha büyük bunalımlar,sorunlar yaşayan da olur bilemem…Ben yaşadığımı bilirim, ama lohusalık diyip geçmeyin a dostlar, vurunca etkisi tsunami gibi oluyor; nereye savrulduğunuzu anlamadan çırpınıp yıpranıyorsunuz...
Şükür…her şey yolunda…

x0x0x0x


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder